Kykladlar’ın en büyük adası olan Naksos tam bir karşıtlıklar cennetidir; adada, hem kıraç tepe ve dağlar hem de bolca üzüm ve zeytin sunan, bereketli yeşil vadileri vardır. Ada uzun tarihi boyunca mermer yataklarıyla, antik dünyanın büyük ilgisini çekmiştir. Delos Aslanları da Naksos mermerinden yapılmıştı. Adanın batı kıyısındaki göz alıcı kumsallar, son zamanlara kadar gizli kalabilmişti ama artık keşfdildi. Turizm burada, son onyılda büyük ölçüde gelişmiştir.

Naksos’un merkezi olan Hora, adanın batı kıyısındadır ve burada nispeten rüzgarlı ama hayli işlek bir liman vardır. Kafe ve restoranların dizildiği deniz kenarında geniş bir gezinti alanı bulunur ama muhteşem eski kentin kalbi bunun hemen yukarısından limana doğru bakar ve en yüksek noktayı kapmış olan Venedik kastrosu’nun etrafındaki labirent vari geçit ve dar sokaklardan oluşur. Küçük Bizans kiliseleri, sokak köşelerinde evlerle yan yanadır. Panagia Theoskepastos kilisesi, 14. yüzyıldan kalma zarif bir oknu barındırır ve Katolik katedrali’nde 10. yüzyıl tarihli Madonna ve Çocuk bulunur. Katedralin yanında Naksos’un uzun tarihinin her döneminden kalma buluntulara sahip arkeoloji müzesi görülmeye değer.

Kasabanın yanındaki kayalık dağlık burunda, 6. yüzyıl tarihli Apollon Tapınağı’nın sit alanı bulunur. Bu tapınak, Ege’dek en büyük tapınak olarak planlanmıştı ama hiçbir zaman bitirilememiş, sadece 5,5 m yüksekliğindeki dev taç kapı yapılabilmiştir. Bugünün ziyaretçileri, kapıya bakarak, tapınağın tamamlanması halinde ne kadar büyük ve gösterişli olabileceğini tasavvur edebilirler. Naksos’un iç kesimleri Ege’nin diğer adalarında bulunmayan bir dizi doğal güzelliğe sahiptir. Değerli su kaynakları ile verimli vadiler, kasabaların ve kumsalların sıcağından sonra serin ve mis kokulu bir kaçış olanağı sunar. Khalkive Filoti kasabaları arasında yer alan vadi b elki de benzerleri arasında en güzelidir; Hora’dan binilen otobüsle, ulaşımı çok kolaydır. Antik çağlardan kalma zeytinlikler, eşeklere ve keçi sürülerine ev sahipliği yapar, uzun servi ağaçlarının altındaki asmalar, tipik bir ada manzarasıdır. Khalki’nin merkezinde ilgi çekici bir Venedik kulesi gizlidir ve bütün vadi boyunca sevimli Bizans şapelleri dizilmiştir.

Altındaki yeşil vadiden yükselen kayalık Zas Dağı’nın gölgesinde Filoti yer alır. Zirveye tırmanamazsanız bile, aşağı yamaçlarında keşfedilecek mağaralar ve zevk alınacak serinletici sularla yürüyüş ve bisiklet meraklılarının ilgisini çekebilecek güzel patikalar vardır. Tragea Vadisinden kuzeye doğru seyahat ederken geçeceğiniz vadinin kenarlarına tutunurmuş gibi duran Keramoti, Koronos ve Korinada kasabalarını keşfetmek büyütelici bir deneyimdir. Her kasabada, geleneksel aile hayatından bir iz bulabilirsiniz. Adanın kuzey kıyısındaki küçük tatil beldesi Apollon ise geçmişten kalan büyüleyici sanat eserleriyle görülmeye değer. Köyün yukarısındaki yamacı tırmanan basamaklardan bitmemiş, dev heykelin İÖ 600 yılından bu yana yatmakta olduğu kadim mermer ocağına gidebilirsiniz.

Naksos’un en güzel plajları Khora’nın güneyinde, korunaklı batı sahilinde yer alır. En ünlü iki plaj, Agia Anna ve kumlum Agios Prokopios’dir.

Paylaş:

Bir Cevap Yaz